Her şeyden önce hamd etmek, şükür etmek Yüce Yaratanımıza teşekkür etmektir. Bu teşekkürün herkes için ortak nedenleri olduğu gibi, kişiye özel yaşanmış durumlardan dolayı da olabilmektedir. Hasta olanlarımızın şifa bulduğunda, dertli olanlarımızın derdi son bulduğunda etmiş olduğu dualardır. Aslında her durumda, kendi halimizden daha kötülerini görerek, düşünerek şükretmeliyiz. Her zaman Rabb’imize şükür halinde olmalıyız.
Buradan başlayarak;
Hamd etmek ile Şükür etmek aynı anlamda mıdır?
Hamd: Çok genel olan hali anlatır. Dünyanın mükemmel nizami, intizamı, vücut varlığı, akıl ve beden sağlığı, İman sahibi olma gibi herkesi kapsayan konuları ifade eder.
Allah Teala’ya adabınca;
“Verdiğin musibet, sıkıntı, darlık için sana isyan etmedim ama bu kadarından daha fazla verme Rabbim” demektir. Yani bizlere zor ve ağır gelen durumlar için Hamd kelimesini kullanmak daha uygundur.
Şükür : Kişiye özel bir anlam taşır. Kişinin kendi ve yakınları ile olan konularda olan iyilikler, düzelen sorunlar verilen rızıklar gibi konuları ifade etmektedir. Şükür kelimesi ile bizlere iyi gelen; rızık, sağlık, huzur gibi nimetlerin artması için söylenmesi daha uygundur.
Her iki kavramda ortak olarak Allah’a olan teşekkürü ifade eder.
Mustafa Kaya Hoca’mızın sohbetinden alınmıştır.
Hamd etmek neden önemlidir?
Allah Teala’ya verdiği nimetlerin farkında olduğumuzu, bu nimetler olmazsa bizlerin de olmayacağını aslında verdiği nimet ile Rabb’imizi tanıdığımızı ifade etmenin bir şeklidir. Ayrıca sürekli şükür hali dertlerimize ve sıkıntılarımıza dayanma gücü vermektedir. Sabrın insan üzerinde tezahürüdür. Sabır olmazsa şükür de olmaz, ya da eksik kalır.
Bir Mümin Yaratan’ına Nasıl Teşekkür Etmeli?
Evet. Sahip olduğumuz her şey şükür etmeyi gerektirir. İster farkında olalım, ister olmayalım. Öyle mükemmel ve kusursuz vücut, Dünya ve Evren’de yaşıyoruz ki; farkında olduklarımız, farkında olmadıklarımızın çoook küçük bir miktarıdır. Bu nedenle şükür dairemiz çok çok geniş olmalı. Ve her ne kadar üstün bir cümle kurabilsek te, Allah’ın bize sundukları karşısında az kalmaktadır.
Belki süslü cümleleri kurmak kolaydır, ama hissetmek ve kalpten gelen bir ses ile Rabb’ine yönelmek zordur ve en önemlisidir. Bir çok kelimenin mana anlamını bilmiyor, hatta hissetmediğimiz cümleleri boş boş ağzımızda yuvarlıyoruz. Kalpten gelen bir duygu ile yapılan duanın karşılığını Yaratan mutlaka verecektir. Düşündüğümüz ve istediğimizin de ötesinde olacaktır bu karşılık. Biz yeter ki doğru frekansta isteyelim.
Hamdetmeyi Hakkıyla Nasıl Yerine Getirebiliriz?
Hamd;
Söz, fiil ve kalp ile yapılır.
Söz ile Hamd : Öğrendiğimiz cümleleri ve hissettiklerimizi dil ile ifade etme biçimidir.
Fiili Hamd : Yaptığımız bedeni ibadetler (namaz, oruç, hac) ve davranışlar iledir. Yolda olan engeli kaldırmak, yürümekte zorlanan bir insana yardımcı olmak gibi sahip olduğumuz bedeni özellikleri kullanarak yapılan davranışlardır.
Kalben Hamd: Yukarıda bahsettiğimiz durumları kalben, hissederek yapmak durumudur. Bu durum hepsinden daha anlamlı ve gerçekçidir. Kalpten gelen bir duygu ile birleşen sözcükler ve davranışlar daha bir anlam kazanmakta, manaya ulaşma durumunu yansıtmaktadır.
Kalben Şükretmeyi Rabb’im Nasıl Öğretti?
Bu yaşıma kadar yapmış olduğum hamd cümleleri, gerçeğinin taklidi imiş. Hamd etmenin manasını aslına ulaşıp yaşayınca anlıyor insan. Namazda veya okuduğumuz dualarda hamd kelimesi içeren cümleler sadece ağzımızdan kayıp gidiyormuş. Tekrardan ibaret, hissedilmeden kurulan ve kullanılan cümlelermiş. Rabb’imin lütfu olan çocuklarım sayesinde bu manaya ulaşabildim. En küçük olan kızım 5 yaşındadır. Kız olmanın fıtratı ile daha konuşkan ve babacı bir tarafı vardır. Kızıma almış olduğum küçük bir çikolata, oyuncak veya O’nunla geçirdiğim bir zaman için, sadece O’nun yanında olmam için bile bana teşekkür etmektedir. Bu küçük hediyelerim O’nun için büyük bir anlam ifade etmekte ve içten samimi, şeksiz, şüphesiz tam bir güven ile “Baba bana aldığın çikolata için teşekkür ederim” ya da “Benimle oyun oynadığın için teşekkür ederim” cümlelerini duymaktayım. Tabi bu içten, kalben sözler ben de çok güzel duygular uyandırmaktadır. Kızımın duyduğu sevincin çok daha fazlasını hissettiğimi hissettim. Bu duygu hali ile, Allah Teala’nın bizden istediği manayı keşfettim.
Allah’ın verdiği nimetleri farketmek, dil ile zikretmek, kalp ve ibadetler ile O’nun’la zaman geçirmek.
Aslında anlattığımız konular ile şu Ayeti Kerime’yi tasdik ediyoruz;
Elhamdulillâhi rabbil’alemin ;
“Hamd alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur” Bütün nimetler için tek dönüş noktası Allah Teala’dır. Şükür aslında insanın Rabb’ini tasdik etmesi ve birlemesidir.
Rabb’imin kullarına VERDİĞİ ve VERECEĞİ tüm nimetler için, bizlerin yapacağı basit karşılık;
ŞÜPHESİZ ve KALPTEN gelen cümleler ile verilen nimetleri “aslında ALLAH’ı” tasdik etmek, bedenen ve zihnen O’nun ile zaman geçirmek , ahlaken de yaşayarak topluma örnek olmaktır.
Yaşadığım bu durumdan sonra bende şöyle teşekkür ettim;
Seni bana veren Allah’a ve benim kızım olduğun için sana teşekkür ederim.
Kuluna şükretmeyi 5 yaşındaki kızı ile öğreten RABB’ ime sonsuz hamd ve senalar olsun.
Selam ve Selametle