TEMİZLİK NEDİR? DİNİMİZE GÖRE TEMİZLİK NASIL OLMALIDIR?
Temizlik, genel olarak “bedenimizin ve ruhumuzun pis, kötü olarak adlandırdığımız maddeler ve duygulardan arınmasıdır” diyebiliriz. Basitçe iki grupta toplayabiliriz.
– Maddi temizlik; bedenimizin, giysilerimizin, kullandığımız eşyaların ve yaşadığımız alanın necislerden arındırılmasıdır.
– Manevi temizlik; ruhumuzun, dinimizce haram, kötü olarak kabul edilen duygu, düşünce ve davranışlardan uzaklaşılması demektir.
Temizlenmenin ilk şartı pislikten uzak durmaktır. Pis, necis, kerih olandan uzaklaşmadığımız müddetçe her türlü temizlik çabası boşa gidecektir. Üst komşunun tuvaletinden damlayan lağım suyu kesilmediği müddetçe kendi tuvaletimizi tam olarak temizleyemediğimiz gibi. Önce ahırdan çıkmadan temizlenmeyeceğimiz gibi.
İkinci aşama, bedenimize ve ruhumuza bulaşan pisliğin ortadan kaldırılmasıdır.
Manevi temizliğinde bu şekilde aşamaları vardır. Maneviyatımızı kirleten davranışlarımızdan ve günahlarımızdan uzaklaşmadığımız müddetçe gerçek manada temizlenemeyiz.
Önce günah pisliğinden uzaklaşılmalı, sonra tövbe ile temizlenmeye çalışılmalıdır.
Günah çukurundan çıkmadıkça manevi tedavide yol alamayacağız demektir. Bu durumda manevi şifacılar ve hastalar çok yorulacaktır. Zaman kaybı, güven kaybı ve belki de iman kaybı yaşanacaktır. Şeytan, tedavinin uzaması durumunda yapılan ibadetlerin işe yaramadığını, Allah’ın ibadetlerinin bile kurtuluşuna yetmediğini fısıldayacaktır. Bazıları az veya çok bu fısıltıya kapılacaktır.
Allah Muhafaza.
MANEVİ TEDAVİ NEDEN HEMEN BAŞLAMIYOR? NEDEN 40 GÜN TEBLİĞ İBADETLERİNİ UYGULUYORUZ?
Tavsiye edilen tebliğ ibadetleri ömür boyu yapılmalıdır. 40 gün sadece manevi tedavinin başlaması için istenmektedir.
Bu sorunun cevabını zahiri yani yaşadığımız şu dünya hali ile anlatmaya çalışalım. Hastanenin acil bölümüne gelen bir hastayı düşünelim. Kazazede düşmüş, göçük altında kalmış veya iş kazası geçirmiştir. Bedeni ve üzerinde olan elbiseleri, yaşamış olduğu bu kaza neticesinde kirlenmiştir. Bu durumda gelen yaralı için ilk yapılacak işlem, kirli ve bakteri yuvası olan giysilerin vücut üzerinden uzaklaştırılmasıdır. Devamında ise bedenin temizlenerek dezenfekte edilmesidir. Normal zamanda sorun olmayan bu bakteri varlığı, yaşanılan travma veya açık yaralar nedeniyle daha zararlı hale gelmiştir. Yaralanmadan oluşan zararın etkilerini azaltmak için bakteri varlığı yok edilir, edilmeye çalışılır.
Temizlik yapılması esnasında, yaralının durumuna göre serum ve ilaç tedavisi de yapılarak eksik olan ve cerrahi müdahaleyi riskli hale getirecek olan durumlar ortadan kaldırılır. Vücudun eksikleri giderilir, direncinin artması sağlanır. Bu işlemler yerine getirildikten sonra, yaralının durumu muayene, tahlil, radyolojik görüntüler ve değerlendirme aşamasından sonra ameliyathaneye alınarak cerrahi müdahale yapılır.
Bu örnekte olan tedavi aşaması Manevi Tedavide de geçerlidir. Sorunları nedeniyle bizlere ulaşan tüm dert sahipleri benzeri bir durumu yaşamaktadır. Yılların vermiş olduğu bir tahribat vardır. Bu tahribat ruhsal, bedensel olabilir. Dert sahibinin hâlâ yapmaya devam ettiği günahları, kusurları vardır. Yani necis çukurundan çıkamamıştır.
Hocalarımızın müdahale edebilmesi için maddi ve manevi temizliklerin yapılmış olması gerekmektedir.
Dert sahipleri, Kendiyas Şifacılarının ilettiği biçimde bu temizliklerini yaparak, müdahaleye hazır olmaları gerekmektedir. Kendi iç dünyasını temizleyemeyen kişilerin manevi tedavileri yapılamamaktadır. Tüm varlıklara Hak Helallikleri içtenlikle verilmeli, günahlar için bir daha yapmamak üzere tövbe edilmelidir. Sadaka ve ibadetler ile iç alem yıkanmalı ve temizlenmelidir. Yapılan her iş samimiyetle yapılmalıdır.
Bu aşamaları geçtikten sonra insan RUHEN ve BEDENEN tedaviye hazır hale gelmektedir. Tavsiye edilen süre bu nedenle önemlidir, gereklidir. İbadetlerin yapılma süresi kişiye özeldir. Çünkü herkesin rahatsızlığı, hastalık derecesi, gayreti ve samimiyeti farklıdır. Kimi kardeşlerimizin kısa sürede tedavileri başlamaktadır. Bazılarımız için ise daha uzun süre almaktadır. Kendim, tedavimin açılması için 4 ay beklemek durumunda kaldım. Bu süre içerisinde kendimi daha kontrollü olmaya ve düzeltmeye çalıştım. ibadetlerimi, dualarımı artırdım. Eksiklerimi bulmaya ve tamamlamaya çalıştım. Her hafta bakılıp, tedavimin açılmadığını duyduğumda üzüldüm. Ama vazgeçmeyip gayretimi artırdım. Sınavıma daha iyi hazırlanmak için çabaladım. Sonuçta; tedavim açıldı müsade verildi. Geçen zaman benim için, 100 metreye değil maratona hazırlanan bir koşucu misali disiplini ve çok daha iyi sonuçları getirdi. Bunu çevremden ve kendimden hissettiğim değişim üzerine net bir şekilde ifade edebiliyorum.
Yukarıda anlatmaya çalıştığımız şekilde, tedavinin başarıya ulaşması kişinin kendisine doğrudan bağlıdır. Manevi Hocalarımız ve bizler vesileyiz. Asıl olan Allah Teala’nın dualarımıza icabet etmesi ve izin vermesidir. Bu nedenle istenecek adres Rab’bimizdir. Cevap O’ndan gelmektedir. Bunu bilerek ve O’na yakışır şekilde isteyelim. Gayret edelim, kapıyı düzgün çalalım ki boş dönmeyelim. O kapının kölesi olalım. İbadet ve Ahlakımızı ölene kadar müslümana yakışır biçimde yapalım, yapmaya gayret edelim.
Hastalıkları musibet olarak değil, günahlardan uzaklaştırıp Allah’ın Yolu’na çıkaran işaret tabelaları olarak düşünelim. Dert ve sıkıntılar, bizi Allah’ın yoluna çeviren gayreti ve itici gücü sağlamaktadır. Derdimize çare ararken aslında Allah’ın huzuruna daha günahsız ve temiz olarak çıkmaya çabalamış olmaktayız.
Selam ve Selametle
SORU: Tebliğ ibadetleri 40 gün sonra bitecek mi?
– Hayır. Tavsiye edilen ibadetler ömür boyu yapılma niyeti ile başlanmalıdır. Rahatsızlıklarımızın tekrar etmemesi ve müslümana yakışır bir şekilde yaşamak için.
SORU: 40 gün kesin bir rakam mıdır? Bazı özel hal veya keyfi olarak kesintiye uğrama durumunda ne olacaktır?
– 40 gün kesin bir rakam değildir. Hocalarımızın tavsiye ettiği bir süre tayinidir. Kendimizi tedaviye hazırlamak, öğrenmek ve gayretimizin görülebilmesi için istenmektedir. Manevi tedavi bazı durumlarda hemen de başlayabilir ancak tövbeler ve tebliğler yapılmalıdır. Çok daha uzun da sürebilir. Bu durum bizim henüz hazır olmadığımız anlamına gelir. Kesintiler olabilir. Mümkün olan ibadetler yapılabilir. Gayret ve niyet önemlidir.
SORU: Tövbe Metni’ni her gün okumalı mıyım?
– Okumak iyidir. Ancak şart değildir. Mümkün olan zamanlarda veya haftada bir okunabilir.
Kırk günün önemi nedir? |
Sual: Bir çok duanın kırk gün okunması bildiriliyor.Kırk günün önemi nedir? CEVAP Kırk sayısı, çoğunluğu bildiren işlerde asgari en büyük sayıdır. Bir duayı çok okumak istenirse, en az kırk kere okumalıdır.Beş vakit namaz, sünnetleri ile beraber kırk rekattır. Fatiha, beş vakit namazın, her rekatında okunur. Böylece, her gün en az, kırk kere okunur.Tırnak kesmek, koltuk, kasık temizlemeyi kırk günden fazla geciktirmek günah olur. Müslüman olan akrabayı ziyaret etmeli, kırk günü geçirmemelidir. (Seadet-i Ebediyye) Kırk gün sabah namazının sünneti ile farzı arasında kırk bir kere Fatiha okunur. Besmelenin sonundaki Mimi Fatihanın Lam harfi ile birlikte okunur. [Yani (Rahimilhamdü) denir.] Sonra yapılan dua kabul olur. Suya üfleyip hasta veya büyülenmiş kimseye içirilirse, [eceli gelmemiş olan hasta] şifa bulur ve büyü çözülür. (Tefsir-i Azizi)Kur’an-ı kerimi kırk günde bir hatmetmek, müstehaptır. (Şir’a)Kırk sayısı ile ilgili hadis-i şeriflerden bazıları şu mealdedir: (Her gece kırk âyet okuyan gafillerden yazılmaz.) [Beyheki](Kırk kişi bir cemaattir. Bir ölüye dua ederlerse Allahü teâlâ, o ölüyü affeder.) [Buhari] (Şirkten uzak kırk mümin, bir müslümanın cenaze namazını kılarsa, Allahü teâlâ, muhakkak o müminlerin dualarını kabul ederek, o ölüyü affeder.) [Müslim, Ebu Davud] (Kırk gün içinde bir ilim sohbetinde bulunmayan kimsenin kalbi kararır. Büyük günah işlemeye başlar. Çünkü ilim kalbe hayat verir. İlimsiz ibadet olmaz. İlimsiz ibadetin faydası olmaz!) [Hazanet-ür-rivayat, Müjdeci Mek.] (Bir âlim, bir şehirden gelip geçse, onun ayak basmasının hürmetine, oradaki kabristandan kırk gün azap kaldırılır.) [R.Nasıhin] (Kırk gün ihlasla İslamiyet’e uyanın kalbini Allahü teâlâ hikmetle doldurur.) [Ebu Nuaym] (Kırk gün helal yiyenin kalbini Allahü teâlâ nur ile doldurur. Kalbine, nehirler gibi hikmet akıtır. Dünya sevgisini, kalbinden giderir.) [Ebu Nuaym] (Lohusa kadın kırk gün geçtiği halde, kan devam ederse, artık özürlü sayılır.) [Hakim] (Kırk gün sabah namazının ilk tekbirine yetişene iki berat yazılır: Cehennemden kurtuluş beratı ile münafıklıktan eminlik beratı.) [Ebu-ş-şeyh] (İlk tekbire yetişerek, kırk gün cemaatle beş vakit namaz kılana Cennet vacip olur.) [Ebu Ya’la] (Aldığı gıda maddelerini, pahalanınca satmak için, kırk gün saklayan, hepsini fakirlere parasız dağıtsa, günahını ödeyemez.) [Deylemi] (Fal baktıran, falcıya inanmasa da, kırk gün namazı kabul olmaz.) [Müslim](Bir lokma haram yiyenin, kırk gün duası kabul olmaz.) [Taberani] (Haktan bâtılı veya hidayetten dalaleti red için, ilimden bir konu öğrenmek niyetiyle evinden çıkan kimse, bir âbidin kırk yıllık ibadeti gibi ecir alır.) [Deylemi] ([Kırklar denilen] Ebdaller kırk kişidir. Bunların bereketi ile düşmana galip gelirsiniz ve beladan kurtulursunuz.) [İbni Asakir] (Yeryüzünde her zaman kırk [evliya] bulunur. Her biri İbrahim aleyhisselam gibi bereketlidir. Bunların bereketi ile yağmur yağar.) [Taberani] (Her Peygamber Süleyman aleyhisselamdan kırk yıl önce Cennete girer. Fakir de, zenginlerden, sâlihler de diğerlerinden kırk yıl önce Cennete girer.) [Taberani] (Hazret-i İsa, yer yüzüne inince kırk yıl yaşayacaktır.) [İ. Ahmed](Allah için kırk gün nöbet tutanın, bütün günahları temizlenir.) [Taberani](Komşuluk dört taraftan kırk evdir.) [İ. Hibban] (Allahü teâlânın rızası için, helali ve haramı açıklayan, kırk hadisi ümmetime bildiren, âlim olarak haşr olur.) [Ebu Nuaym] (İslam âlimleri, buna uymak için, (Kırk hadis) ismi ile hadis kitapları yazmışlardır.) (Allah için hicret edenler, diğerlerinden kırk yıl önce Cennete girer.) [Taberani](Bir âmâyı elinden tutup kırk adım götürene Cennet vacip olur.) [Taberani] (Altın ve gümüşün zekatı kırkta birdir.) [Tirmizi](Cenazeyi kırk adım taşıyanın kırk büyük günahı af olur.) [İ.Asakir] (Bir hasta, la ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minezzâlimin kırk defa okursa, şehit olarak vefat eder. Şifa bulursa, günahları af olur.) (Necat-ül-musalli) (Kırk yaşını geçtiği halde hayırlı işleri [sevapları], kötü işlerinden [günahlarından] ziyade olmayan kişi, Cehenneme hazırlansın.) [İ.Gazali] (Kırk yaşına girdiği halde, günahlarına tevbe etmeyenin yüzünü şeytan sıvazlayıp, “Bu artık iflah olmaz” der.) [İ. Gazali] (Şarap içenin namazı kırk gün kabul olmaz.) [Tirmizi, Nesai](Namazı kabul olmaz) demek, namazı boşa gider demek değildir. Namaz borcundan kurtulur, namaz kılmakla kavuşacağı büyük sevaptan mahrum kalır demektir. Namaz kılanın, günahları bırakması kolaylaşır. İçki içen de namaza devam etmelidir.İmanla ölmek için şu duayı günde kırk kere okumalıdır: (Ya hayyü ya kayyum ya zelcelali vel ikram, ya la ilahe illa ente.) |
https://www.islamveihsan.com/40-sayisinin-sirri-nedir.html
Tasavvufta 40 sayısı ve önemi nedir? 40 sayısının gizemi ve önemi nedir?
Kırk sayısı rûhî olgunluk bakımından pek ehemmiyetlidir:
Hazret-i Âdem’in çamurunun mayalanması, kırk gün sürmüştür. Rivâyet edildiğine göre:
“Allâh, Âdem’in hilkat toprağını kırk gün kudret eliyle yoğurmuştur.” (Taberî, Tefsîr, III, 306)
Bu günlerin her biri, keyfiyeti bizlerce meçhûl olan bir zaman dilimidir.
Her bir insan, anne karnında 40 gün nutfe, 40 gün aleka ve 40 gün mudğa hâlinde bulunur; sonra rûh üflenir. Bu hususta Sahîhayn’de geçen bir hadîs-i şerîf şöyledir:
İbn-i Mes’ud -radıyallâhu anh- anlatıyor:
“Sâdık (doğru) ve Masdûk (sadâkati tasdîk olunmuş) olan Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyurdular ki:
«Sizden birinin yaratılışı, annesinin karnında kırk günde cem olur. Sonra bu kadar müddetle “aleka” olur. Sonra bu kadar müddette “mudğa” olur. Sonra Allâh bir meleği dört kelimeyle gönderir: (Bu melek) rızkını, ecelini, amelini, şakî veya saîd olacağını yazar, sonra ona rûh üflenir…»” (Buhârî, Kader, 1; Bed’ü’l-Halk, 6; Müslim, Kader, 1/2643)
Peygamberlerin Hakk’ın kelâmını işitmeleri bakımından kırk günün büyük bir ehemmiyeti olduğu gibi, evliyâullâhın kalblerinden hikmet pınarlarının fışkırması için de bunun ehemmiyeti büyüktür.
Hadîs-i şerîfte:
“Kırk sabah ihlâsla Rabbine yönelen kimsenin kalbinden diline hikmet pınarları akar!” (Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, II, 137/8361) buyrulmuştur.
Tasavvufta mânevî terakkî için kırk gün müddetle tatbîk edilen ve “çile” yâhud “erbaîn” diye tâbir olunan usûlün esbâb-ı mûcibeleri de bu hadîs-i şerîf ile Mûsâ -aleyhisselâm-’ın Tûr Dağı’nda yaşadığı kırk günü bildiren âyet-i kerîmelerdir.
Cismâniyetin rûhâniyete bağlanması 40’a mahsus olduğu gibi, ondan ayrılması da yine 40’a mahsustur. Âdetullâh böyledir.
İrfân ehli de, dört ve dördün katlarının ehemmiyetine dikkat çekmişlerdir. Meselâ;
Kâinâtın temelini dört unsur oluşturur: Su, hava, toprak ve ateş.
Arş-ı A’zam dört köşelidir; onu sekiz melek taşır.
Mûsâ -aleyhisselâm- kırk gün (gece) oruç ve riyâzâtla emrolunmuş; bundan sonra kendisine Rabbi ile konuşma şerefi bahşedilmiştir…
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Nebiler Silsilesi-2, Erkam Yayınları
7 yorum
Merhabalar hocam değerli bilgiler için teşekkürler,bazı merak ettiğim konular var, beyne yerleşmiş cinniler,hangi günahlardan dolayı yerleşmiş olabilir?
Merhaba Değerli Kardeşim, bu soruna bilmiyorum diyerek cevap vereceğim. İlmin üçte biri bilmiyorum demektir. Yanlış ve işe yaramayan bir cevap vermek istemiyorum. Öğrenirsem tekrar mesajınıza dönüş yapacağım. Selametle.
Selamın aleyküm,daha önce “karlı görüş” hastalığı ile ilgili bir vaka gördünüz mü hocam?şuan tedavisi olmayan bir hastalık,eğer bi vakaya rastladıysanız neyden dolayı kaynaklanıyordu?
meşgul ettiğim için özür dilerim
Cevabınız için çok teşekkür ederim
Selamın aleyküm,daha önce “karlı görüş” hastalığı ile ilgili bir vaka gördünüz mü hocam?şuan tedavisi olmayan bir hastalık,eğer bi vakaya rastladıysanız neyden dolayı kaynaklanıyordu?
meşgul ettiğim için özür dilerim
Aleyküm Selam kardeşim. Bahsettiğiniz hastalığı daha önce duymadım. Tam sebebi nedir bilemiyorum. Kendimin manevi bakışı açık değil. Bu nedenle net bir cevap veremiyorum. Ancak benzer rahatsızlıklar aile büyüklerinizde varsa soydan sirayettir. Eğer başka kişilerde yok ise büyük bir ihtimal ile kendinizden kaynaklanıyor olabilir. Tövbe metinlerini okuduğunuzda sizi rahatsız eden, bırakma isteği gelen yerlerde hatalarınızı arayabilirsiniz. Tebliğ ibadetleri yerine getirerek (40 gün) tekrar yazarsınız. Hocalarımıza durumunuzu sorarım, dönüş yaparım İnşaallah. Selametle.
Allah razı olsun deneyeceğim inşallah