5 YAŞINDA KIZIMA VERDİĞİM SÖZ İLE MUSALLATLAR NASIL RUHSAT KAZANDI?
Evet dostlar, yaşadığım bazı durum ve olayları burada yazıya dökerek hem unutmamak hem de bir örnek olmak istiyorum. Belki birilerinin de işine yarayacaktır daha dikkatli olmamıza vesile olacaktır.
Tecrübe, direkt olarak yaşadıklarımızın toplamıdır. Her an bu toplam sayı değişmekte ve artmaktadır. Çok gezen mi daha çok bilir, çok yaşayan mı? sorusunda olduğu gibi deneyimlemek hayatımızın en büyük ders kaynağıdır. Şehadet kelimesi de şahitlik etmekten gelir. Allah’ın varlığına ve birliğine kalbimizin ısınarak ve huzur dolarak cevap vermesidir. Yani tecrübe etmesidir.
Bir kaç ay öncesinde, Synergy Kendiyas ile tanışmama vesile olan Ankilozan Spondilit rahatsızlığımın manevi tedavisi yapılırken yaşadığım bir olayı aktarmak ve buradan aklederek kendime nasıl bir ders çıkardığımı yazmak istiyorum.
Ankilozan Spondilit hastalığının en önemli etkilerinden biri CRP değerinin yükselmesi ve buna bağlı olarak sedimantasyonu tetiklemesidir. Yani vücut savunma hücreleri, kendi hücrelerini düşman görerek saldırmasıdır. Bu olan savaş, o bölgenin hasar almasına, şişmesine ve iltihaplanmasına neden olmaktadır. Sakroiliak eklemleri ve özellikle omurgayı etkilemektedir ve ağrılıdır.
Bahsettiğim günlerde olmasına alıştığım ağrılarımdan farklı bir ağrı yaşamaya başladım. Sol ayak bileğimde tam sinir bölgesinde olan sancılı bir ağrı. Kalp atışını takip eden, çok rahatsız ediciydi yaşadığım. Tedavi esnasında Manevi Şifacı olan kardeşlerimin bana şöyle bir uyarısı oldu;
– Kızının sen de hakkı var !!!
Ben anlayamadım, kavrayamadım bir an. Nasıl bir hata yaptığımı düşünürken, diğer bir kardeşimiz;
– Kızına bir söz verdin mi? dedi.
O anda Rab’bimin de yardımı ile aklıma bir kaç gün öncesinde verdiğim ama tutmadığım bir söz geldi.
Kızım çok hareketlidir ve benimle de oynamayı da sever. Her akşam iş dönüşü kapıda karşılar ve;
– Benimle oyun oynar mısın? diye sorar. Yorgunluk nedeniyle bir kaç akşam;
– Tamam yemekten sonra oynarız, demiş olmama rağmen O’nu geçiştirdim ve sözümde durmadım.
İşte bu tutmadığım sözü hatırladım. Bu tutulmayan söz nedeni ile musallatlar ruhsat almıştı. En kısa zamanda bu sözü yerine getirerek, gönlünü alarak bu ruhsatın düşmesini sağladım.
Bu olayın sonrasında kendi kendime şu soruları sordum;
– Bu kadar basit bir olay, hem de kendi kızım, hem de daha 6 yaşında bile değilken nasıl bir hakka ve şeytana ruhsata dönüşüyor?
– Rabbim burada kulunu neden korumuyor? (Haşa)
– Bu kadar basit bir olayın cezası, orantısız biçimde (haşa) neden bu kadar büyük oluyor.
Bu sorular şeytanın kulaklarımıza fısıldadığı sorulardır. Kalbimizden geçirmekten Rabbim muhafaza etsin.
Kendime cevaplarım şöyle dostlarım;
1. MÜSLÜMAN DÜRÜST OLMALIDIR;
Kişi kendinden sorumludur. Karşımızda olan varlığın büyük-küçük, insan-hayvan, canlı- cansız olmasının bir bir önemi yoktur. Verilen söz tutulmalıdır, yerine getirilmelidir. Bu Allah’ın emri ve bizlerin görevidir. Her şeyden önce Allah’ın emrine karşı gelmekteyiz. Kimseyi küçümsemeden sözümüzün eri olmalıyız. Dürüstlük, hayatımızın temel kuralı ve disiplini olmalıdır. İster ki hayvanımızı boş heybe ile çağıralım.
2. MÜSLÜMAN ALLAH’IN KAİNATTAKİ HALİFESİDİR DİNİNİ GÜZEL TEMSİL ETMEK ZORUNDADIR;
Bizler kainatta Allah’ın vekilleri, Güzel Peygamber’imizin kardeşleri ve İslam Dini’nin temsilcisiyiz. Bu kadar önemli makamlarda bulunan bizlerin, yaptığına-yapmadığına, söylediğine ve söylemediğine çok dikkat etmesi gereklidir. Bu makamlara zarar verecek davranışlarda bulunamayız. Bu konularda ki hassasiyetimizi bir çok kişi görecek belki bu nedenle bile İslam’a ilgi duyacaktır. Dinimizi kötü temsil edersek kesinlikle bir çok hidayete engel olacağız. Allah muhafaza.
Az daha 2 kuruşa dinimi satıyordum, yazısını okumanızı tavsiye ederim.
https://esfane.com/musluman-dinini-satar-mi/
3. HASTALIKLAR VE MUSİBETLER ALLAH’IN CEZASI DEĞİL BİZLERE RAHMETİDİR;
Burada Rabbim aslında bizleri koruyor ve terbiye ediyor. Rahmet ediyor. Bize göre önemsiz görünen bir günahın önemini hastalık yolu ile anlatıyor. Bu tür musibetler ile kendimize gelmemizi, temizlenmemizi, akletmemizi ve örnek olmamızı istiyor.
Kardeşlerim, eksik ve yanlış söylemiş olabilirim. Her zaman tamamlamaya ve düzeltmeye hazırım. Uyarılarınız benim için çok kıymetlidir. Rabbim doğru anlamayı, doğru anlatmayı, doğru yaşamayı nasip etsin. Amin.
Selametle
“Ey inananlar! Allah’a karşı saygılı olun ve özü-sözü doğru olanlarla beraber bulunun.” (Tevbe sûresi, 119)
“Allah’a karşı dürüst ve samimi davransalardı, elbette kendileri için çok daha iyi olurdu.” (Muhammed sûresi, 21)
“Şüphesiz ki sözde ve işte doğruluk hayra ve üstün iyiliğe yöneltir. İyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğrucu) diye kaydedilir. Yalancılık, yoldan çıkmaya (fücûr) sürükler. Fücûr da cehenneme götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince Allah katında çok yalancı (kezzâb) diye yazılır.” (Buhâri, Edeb 69; Müslim, Birr 103-105. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 80; Tirmizi, Birr 46; İbni Mâce, Mukaddime 7; Duâ 5)
5 yorum
Allah razı olsun aynı söz verdim bir konuyla ilgili ben de sıkıntı çektim
Birisi benden bir şey istemedin kendi kendime vereceğimi söyledigim için oda söz oldu vermeyince bana sıkıntı oldu söz vermek sorumluk gerektiriyor karşılığı hastalık olarak insandan çıkıyor
selamlar yeni keşfettim çok güzel bir sayfa tesadüfen kendime notlar 3 e girince ankilozan soondolit i gördüm gözlerim faltaşı gibi açıldı çünkü bende bu hastalıktan muzdaribim artı akciğerlerimde rahatsız nefes darlığı vesaire a.s nin ilaçları diğer nefes darlığına dokunuyor ben bu manevi kendiyas reçetelerin uygulamaya tövbeler yapmaya başladım maalesef zatürre ile bayağı bir süre çok zorlu bir hastane dönemi yaşadım bu yüzden ara verdim bildiğim günahlarım var ben onlar için çok pişmanım tövbeler yapıyorum namazlarımı kılmaya çalışıyorum ama çok zorlanıyorum ağrılardan abdest almak çok zor oluyor neyse sözün kısası herşey bizde bitiyor yapmak zorundayız. çok zorlansamda oturarak kılıyorum namazlarımı fakat kaçırdığım vakitler çok oluyor bir türlü hepsini kılamıyorum başımda birçok dert var kendi yapıp ettiklerim yüzünden tabiki biliyorum neler olduğunu bilmedikkerim de vardır elbette nokta atışı nedenleri bulmak için uğraşıyorum velhasıl bu ankilozan spondolit konusunda tavsiyelerinizi almak isterim çok teşekkürler çok fazla uzattım hakkınızı helal edin
Merhaba Nurgül Hanım, Sizlere ve Ümmete Muhammed’e Rabbim tez zamanda şifalar versin. Zahiri tecrbelerimden önce bahsedeyim;
1. Dut kurusu kürü uyguladım. Kaynayan 1,5 bardak su içerisine 1 yemek kaşığı dut kurusu ekleyerek 5 dakika kaynamasını bekliyoruz. içilebilir sıcaklığı geldiğinde içebilirsiniz. Dut tanelerini ben yiyorum CRP için çok faydalı oluyor.
2. Çörek otu kendisi veya yağını tüketiyorum.
3. Maneviyattan iltihaplı hastalıklar içinde SİNİR OTU tavsiye edildi. Sabah-akşam aç olarak demleme usülü kaynatmadan sıcak su içerisine atıyorsunuz. 1 Tatlı kaşığı kadar. 10 dakika sonra süzerek içebilirsiniz. Çİğ olarakta tüketilebilir. Tatlandırıcı isterseniz bal olabilir. Şeker yasak. Bol Su için.
4. Hacamat ve sülük tavsiyesinde bulunabilirim.
Öksürük ve nefes yolları içinse;
1. Andız pekmezi kullandım. Geçmeyen balgam ve öksürüğüme çok iyi geldi. 10 gün bir sürede öksürükten kurtuldum. Sabah-akşam 1 tatlı kaşığı kadar. Aç alırsanız mide ağrısı yapıyor. Hafif bir yemekten sonra ya da yemeklerden 2 saat sonra yiyebilirsiniz. kullandığım Andız pekmezlerinden en çok Taç marka olanını beğendim. Takdir sizlerin.
2. Maneviyattan gelen diğer bir tarif ise;
– 1 kase yoğurt içine dövülerek atılan 3 diş sarımsak ve 2 yemek kaşığı kadar zeytinyağını karıştırarak yiyebilirsiniz. Geçmeyen öksürük ve tansiyon düzenlemesi açısından çok işe yarayacaktır İnşaallah. Günde bir gece yapabilirsiniz. Sabah ta olur.
Bitki ile olan uygulamaları 3 haftayı geçirmeden yapmaya çalışalım. Boşluk vererek ya da başka bir uygulama yaparak devam edebilirsiniz.
MANEVİ TAVSİYELERİM İSE;
1. Nasuh Tövbesini her gün ve 40 gün olmak üzere okumanızdır. Sizi rahatsız eden noktalar (bende Dizlerim titrer) sizin düzeltmeniz gereken günahlardır.
2. Hak helallikleri Rabbimin izin verdiği tüm kullarına verilmelidir. Kalpten olmalıdır.
3. Sadakaya önem verilmelidir.
4. Bilsenizde bilmesenizde bir öğün yemek ya da imkanınıza göre bir günlük mutfak masrafı miktarı kefaret olarak vermeniz. İmkanınıza göre. Bağış olabilir, kefaret niyeti ile olmalıdır.
diğer konular ise SYNERGY KENDİYAS youtube kanalında ve yazılarımızda mevcuttur.
Bunun haricinde kendimin hastalığım hakkında durumumu anlatayım;
verilen ilaçları almıyorum ve kullanmıyorum. Çok önceleri bıraktım. Rabbim nasip etti ve zararlarından dolayı kullanmak istemiyorum. Ağrılarımın azalmasından değil, tersine arttığı ve ayaklarımın üzerine basamadığım zamanlarda bıraktım. Böbrek ve karaciğeri çok yoruyor. Biyolojik ilaç olan Humirayı 2 sene kullandım. İyi geldi ancak çözüm değil ve içeriği insanı korkutuyor. Bağışıklığı baskılayan ilaçlardır bu biyolojik iğneler. Bu da başka hastalıkların hortlamasına neden olabilir düşüncesindeyim.
Sadece ağrı kesiciler ve yukarıda ki bitkileri kullandım. Ama bu ilmin tavsiyelerini de yerine getirmeye çalıştım.
İstihare namazları ile de sorunlarınızı Rabbime danışabilirsiniz. Gayretli ve ısrarcı olmak gerekir.
Tekrar Rabbim şifalar nasip etsin.
Allah razı olsun cevaplarınız için çok teşekkür ederim bugün baktım cevap yazılmış mı diye görünce çocuklar gibi sevindim ben kendime değer verme konusunda da çok muzdaribim çünkü insanlar beni görmezden gelirler pek cevap alamam bu tür yerlerde. sizi ve kendiyas grubunu karşıma çıkaran rabbime şükürler olsun tavsiyelerinizi uygulayacağım Allah yolunuzu açık etsin inşallah …
Allah hepimizden razı olsun. Allah değer vermiş ve bizleri yaratmış. Ayrıca kendi ruhundan üfleyerek, bizi kainatın Halifesi yapmış. O değer versin yeter. Başkasına gerek yok zaten. Ayrıca Nasuh Tövbe Metninde de bu ifade var. Kendimizi değersiz gördüğümüz için tevbe etmemiz gerekiyor. Bir imanlı mü’min kalıncaya kadar kıyamet kopmayacak. Bu değeri iyi anlayalım. Tüm kainat müslümanların yüzü suyu hürmetine devam ediyor. Rabbim şifalar versin. İstediğiniz zaman yazabilirsiniz. Selametle