Sohbet, Uhud savaşı sırasında Peygamber Efendimizin emrini dinlemeyen, ganimet için okçular tepesini terk eden sahabelerin durumunu anlatan Hadisi Şerif üzerine gerçekleşmiştir. Emre itaatsizliğin nedeni mal, mülk ve dünyalık sevdasıdır. Hocamız, bu önemli konu hakkında bizleri uyarmakta ve dünya malına karşı dikkatli olmamızı tembihlemektedir.
Uhud Savaşında Neden Okçular Peygamberin Kesin Emrini Dinlemedi?
Peygamber Emrinin Üzerine Çıkan, Sahabelerin İtaatsizliğine Ne Sebep Olmuştu?
Habibullah’ın sözünün, emrinin üzerine geçen, gönlün dünya malına meyletmesidir. Dünyaya meyledip, dünya malına meyledip onu kazanmak için hareket etmektir. Dünya malı işte böyle zehirler insanı. Dünyanın malı böyle cezbeder insanı. Efendimiz A.S’ın sözünü unutturur. Hak Teala’nın kelamını unutturur, dünya malına meyletmek, dünya malını elde etmek bu istek bu arzu.
Peki neye yarayacaktır. Allah’ın (C.C) rızası olmadan, Efendimiz A.S’ın yolu üzere olmadan dünyaları elde etmenizin ne faydası var?
Neye faydası var?
Yediğin bir kaç lokmaya mı?
Bunları elde etmene mi?
Makam mı? Mevki mi?
Mal, mülk Allah’ın yolunda, Efendimiz A.S’ın yolunda verilmedikçe, bu şekilde paylaşılmadıkça kime faydası var?
Dünyalık sana mı?
Neye kullanırsın?
Allah’ın rızasını gözetmez misin?
Neye birikim yaparsın?
Allah için mi?
Resul’ü Ekrem Efendimiz için mi?
Ne için birikim yaparsın?
Ne için yaşarsın?
Dini İslam üzere olduğunu düşünür, bunu savunursun ama ne için yaşarsın?
Vakti saati geldiğinde canı gönülden verir misin, vermek ister misin?
Verdiğinde de kalbin mutmain olur mu?
Yerine gelecek diye mi düşünürsün?
Fazla olarak mı geri gelecek diye düşünürsün?
Dünyalık mı düşünürsün?
Rıza için mi hareket edip, Efendimiz A.S için mi devam edersin?
Kutlu Peygambere sahabe olmuş, Ashabı olmuş dünya malına meyletmiş, sen neyine güvenirsin?
Nasıl yoldan şaşmayacağını düşünürsün?
Rab’bimin merhameti, Rab’bimin muhafazası, O’nun koruması olmadıkça aklınla mı hareket edip kurtulmaya çalışırsın?
Birikim yapıp daha mı iyi olacağını sanırsın?
Boş yanılgılara kapılmayın. Allah’ın dinini yüceltmeye çalışın. Allah için biriktirin. Efendimiz A.S için biriktirin. Dünya malına meyletmeyin. Dünya malına aldanmayın. Rızka kefil olan Hak Teala’dır. Verecek olan da O’dur, alacak olan da O’dur. Ve hakkıyla veren O’dur. Hakkıyla gören ve işiten O’dur. Neyi saklarsın?
Kimden saklarsın?
Neden dağıtmazsın?
Neden yardımcı olmaya çalışmazsın?
Nedir amaç, nedir gaye?
Amaç ve gaye rıza mı?
Efendimiz A.S’ın hoşnutluğu mu?
O zaman hep beraber kalkınmalısın. Sen de olanın, kenarda duranın ne faydası var?
Neye yarar dağıtmadıkça rıza için? Dağıtmadıkça Efendimiz A.S için.
Dini İslam için, dini İslam’ı yaşatmak için kullanmadıkça neye faydası vardır kenarda durmasının?
Vakti geldiğinde kenarda olanı verebilecek misin?
İyi düşünüp, iyi tartın. İyi anlamaya, iyi algılamaya çalışın. En önemlisi de eşit davranmaya çalışın. Bugün olmayan yarın olabilir. Bu gün olan yarın olmayabilir. O yüzden de biriktirirken de Allah’ın rızası için biriktirin. Vakti geldiğinde Allah rızası için senden gideceğini düşünün. Vakti geldiğinde ihtiyacı olana ulaşması için, yerini bulması için, Cenabı Allah’ın rızası için. Halis niyetle bu şekilde hareket edip Efendimiz A.S’ın yolu üzere olun. Dünya malına meyletmeyin. Dünya malına aldanmayın. Dünyanın malına asla güvenmeyin.
Allah rızasını arayın. Efendimiz A.S’ın yolu üzere olun. Esas biriktirilecek olan budur.
Yol budur. Bu şekilde devam edilir, bu şekilde edilmelidir. Rıza arayan hoşnutluk gözeten.
Allah razı olsun.