Arkadaş, Göktürklerden günümüze gelen bir kelimedir. Eski dönemlerde savaşa giden Türk savaşçılar arkalarından saldırıya uğramamak için sırtlarını bir taşa dayarlar ve kendilerini böyle korurlardı . Savaşırken kendini korumada en zayıf oldukları bölge olan sırtını yaslayıp gizlenebileceği ve gelen oklardan korunabileceği bir tür siper anlamında kullanılan kayalara ARKA TAŞI adını vermişlerdi. Düzlüklerde savaşan savaşçıların ise arkasını dayayacağı taş olmadığı için başka bir savaşçıyla sırt sırta verir, böylece birbirlerinin arkalarını korurlardı. Yani birbirlerine ARKA TAŞI olurlardı. Hayatlarını arkadaşına emanet eder, gözü arkada kalmazdı. Günümüz askeri eğitimlerinde de GÜVEN ATIŞI denen durum budur. Sırt sırta savaştığın arkadaşına hayatını teslim edecek kadar güvenmektir amacı. Zaman içerisinde Türkler çok sevdikleri dostları ve güvenebileceği insanlar için de benim arka taşım demeye başlamışlar ve bu söz günümüze arkadaş olarak gelmiştir. Savaşta kullanılan bir terim, günlük hayatımıza da güzel bir anlam hediye etmektedir.
Arkadaş gerçek manada bizlerin zor zamanlarında ve yokluğunda da arkamızda durabilecek malımızı, canımızı ve kişiliğimizi savunabilecek yüksek karaktere sahip, bulunması artık çok zor olan insandır. Aslında neredeyse merhaba dediğimiz her insan için arkadaşım demek bu kelimenin değer anlamını çok düşürmektedir. Gerçek anlamda çok kıymetli ve anlamı yüksek bir mertebeyi ifade eden bir kelimenin bayağılaşmasını görmek bizler için oldukça üzücüdür.