HADİSİ ŞERİFİNE MANEVİ AÇIKLAMA !!!
Uzun zamandır zihnimi yoran ve tatmin edici bir cevapta bulamadığım bir soruyu Kendiyas toplantısı esnasında Manevi Hocalarımıza sorma imkanım oldu. Hadis sohbetinde “HARRE VAKASI” ile ilgili bir hadis okunmuştu. Hadiste; yezid bin muaviyenin Peygamber Efendimiz’in şehrinin (Medine) yağmalanmasına, bir çok ensar ve muhacirin şehit edilmesine ve yaşanan tecavüzler sonrası bir çok babası bilinmeyen çocukların doğmasına sebep olduğu ve bu çocukların ” Evladül Harre ” adıyla anıldığından bahsetmektedir.
Çok acı bir gerçek. Katlanması zor, inanması zor, kabul edilmesi çok zor bir olay. Duyduğumda beynim zonkladı, kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başladı. Nasıl olabilir böyle bir şey? Harre Vakası. Kerbela vahşetinden az olmayan bir vahşet ve katliam yaşanmıştır burada. yezidin ordusunda paralı Bizans askerleri de bulunmaktadır. Kutlu belde bu başı bozuk gayri müslimlere çiğnetilmiştir. Ülkede artık istişare ile Halife seçme devri, Kerbela-Harre olayları ile kapanmıştır. Yönetim, muaviye ile başlayan yezid ile devam eden babadan oğula geçen bir krallık haline dönüşmüştür.
Kerbela ve Harre’de yaşananlardan sonra dünya kıyameti hak etmiştir.
Harre Savaşının Nedeni Nedir?
Kısaca konuyu anlatarak asıl konuma geçmek istiyorum. yezid, Hz. Hüseyin ve yanındakileri şehit ettikten sonra diğer kabile ve şehirlerin ileri gelenlerinden kendisine biat edilmesini istemiştir. Medine Şehrinde yaşayan Abdullah Bin Hanzala, yezidin yaşantısının İslam’a uygun olmamasını öne sürerek biat etmemiştir.
yezid ise;
– Bana itaat, Allahü teâlâya itaattir. Bana isyan, Allahü teâlâya isyandır. Başındaki emire itaat, bana itaattir, ona isyan ise, bana isyandır. [Buhari]
– Günahı emretmedikçe, emire itaat Müslümana vaciptir. Allah’a isyanı emredene itaat yoktur. [Beyheki]
Hadislerini örnek göstermiştir. O günlerde Kerbela’nın acısı daha çok tazedir ve sebep olanı ise yeziddir. yezid bin muaviye bu olay üzerine bir ordu ile Medine’nin ele geçirilmesini ve biat etmeyenlerin öldürülmesini emretmiştir. Yaşanan savaş sonucunda 80 kadar ensar – muhacir ve binlerce değerli müslüman şehit edilmiştir. 3 gün şehir yağmalanmış, kadınlar ve kızlar cariye olarak alınmıştır. Bir çok tecavüz olayı yaşanmış, gayri meşru çocuklar dünyaya gelmiştir. Yaşanan acıların büyüklüğünü anlatan başka bir rivayette ise;
– Harre Olayından sonra bir çok babanın, evlendireceği kızlarının bekaretine garanti veremediğinden bahsedilir.
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/184589
Sohbet esnasında okunan bu Hadisi Şerif’ten sonra Peygamber Efendimizin ;
– Ashâbım yıldızlar gibidir. Hangisine tâbi olsanız hidayete erersiniz.” sözü aklıma düştü.
Kur’an-ı Kerim’de de “Yıldızlarla da insanlar yollarını bulurlar” (Nahl 16/16) meâlindeki âyet ile mecazi anlamından hareketle târık ( yıldız), “mânevî semadan gelip vicdana işleyen ve zihinlere nakşedilerek insanı içindeki ve dışındaki karanlıklardan çıkarıp aydınlatan ilâhî irşatlar” olarak da yorumlanmıştır (bk. Elmalılı, VIII, 5699).
Ayrıca genel bilgi olarak, yıldızların büyük- küçük, parlak- sönük gibi farklılıklarını dikkate alarak Sahabelerimizin de farklılıklar gösterdiğini anlamaktayız. Hizmet, cesaret , ilim, cömertlik gibi öne çıkan özellikleri ile birbirlerinden farklılık göstermektedirler.
Soru şu,;
Bu hadisi Şerif gerçek midir?
Ashab yıldız gibi ve hepsi doğru yolu gösteriyorsa, bu yaşananları nasıl açıklamak gerekir?
Öncelikle, Manevi Hocası Abdulkadir Geylani olan arkadaşımız; bu hadisin gerçek olduğunu teyit etmiştir. Devamında Manevi Hocamız, sahabelerinde imtihana tabi olduğunu, davranış ve yaşantılarından sorumlu olduklarını anlatmıştır. Peygamberimizin vefatından sonra bazı sahabelerin yaşantılarında değişiklik olduğu bilinmektedir.
Harre Olayı için de;
Yöneticinin kişisel yaşantısı öne sürülerek itaatsizlik yapılamayacağını, ancak Allah’ın kanunlarının dışında verilmiş olan emirlere itaat edilemeyeceğini söylemiştir.
– Sahabeler de hata yapıyor ve yanılıyorsa Efendimiz bu hadisi neden söylemişti ve bu hadis bize tam olarak neyi anlatmaktaydı?
Başka bir arkadaşımız Hocasından şu cevabı aktardı;
– Sahabelerimizin ancak, Peygamber Efendimiz hakkındaki rivayetleri ve kendilerine has özelliklerinin (cesaret, ilim, cömertlik, adalet gibi) takip edilmesi açısından söylendiği, bu yönlerinin dikkate alınması gerektiği anlatıldı. Manevi Hoca’larımızdan aldığımız cevaplar ile yazı konusu olan Hadis’i Şerif tam olarak açıklanmış oldu. (Allah hepsinden razı olsun)
Aldığımız cevaplara göre Hadisi Şerifi şu şekilde özetlemek ve yorumlamak istiyorum;
1. Sahabelerimiz, karakter yapıları, gayretleri ve yaşantıları ile birbirlerinden farklılık göstermektedir. Öne çıkan özellikleri dikkate alınmalıdır.
2. Sahabelerimizin yaşantılarını zaman olarak ta değerlendirmek gereklidir. Peygamber Efendimizin yaşadığı dönem ve vefatından sonraki dönem olarak ayırmak gereklidir. İlk dönem yaşantı ve bilgileri daha kesin ve güvenilirdir. Efendimizin yaşadığı dönemde akılda soru işareti kalmıyor, problem olan konu sorularak doğru cevap alınıyordu. Tek yöneticiye kesin itaat vardı. Hz. Ömer’den sonra yönetimde ve içtihatlarda karmaşa yaşandı. Sahabeler fikir ayrılıklarına düştü.
3. Efendimizin vefatından sonraki dönemde, Sahabelerimizin aynı konu hakkında ayrılıklara düşmüş olması nedeniyle almış oldukları kararların Kur’an ve Hadisler çerçevesinde tekrar gözden geçirilmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Özellikle yönetim anlaşmazlıkları konusunda alınan kararlara dikkat edilmesi gerektiği şahsi kanaatimdir.
Selam ve Selametle